23 Ocak 2017 Pazartesi

ÇOCUĞUNUZU OKULA HAZIRLADINIZ MI?


           

                  ÇOCUĞUNUZU OKULA HAZIRLADINIZ MI? (*)

                                                                                    



                                                                                                          Recep Nas



       Çocukları bu yıl okula başlayacak olan sokakta rastladığımız bir ana-babaya sorsak, desek  ki,

          “Çocuğunuzu okul için hazırladınız mı?”

          “Acelesi ne,okullar açılmadan bir hafta önce çıkarız çarşıya,çantasını,önlüğünü,ne gerekirse alır,hazırlarız çocuğu…”

         Böyle bir yanıt alma olasılığı hiç de az değil.

         Bir konuşmacı,çocuk eğitimi üzerine konuşurken,dinleyenlerden bir kadın,

         “Çocuğumun eğitimine ne zaman başlamalıyım?” diye soruyor.

         “Ne zaman doğuracaksınız?”

         “Ne doğurması,çocuğum beş yaşında…”

          Bunun üzerine konuşmacı,

         “Çabuk eve koş hanımefendi,tam beş yıl geç kalmışınız” diyor.

         Demek ki çocuğun eğitimi,çocuk doğar doğmaz başlar.Dahası,gebelik dönemi de çok önemli olduğundan,dölyatağına düştüğü anda başlar,çocuğun eğitimi.Çocuğun okula hazırlığı da eğitimiyle birlikte başlar.Okula başlarken ,çocuk, okul çalışmalarının gerektirdiği sorumlulukları üstlenebileceği bir olgunluk düzeyine ulaşmış olmalıdır.Bunun içinse çocuğun sağlıklı,düzenli bir aile ortamında yetişmesi,gelişmesi gerekir.Bu gelişme çok yönlü olmalıdır; bedensel,bilişsel (zihinsel),toplumsal,duygusal…Çocuğun gelişimi bir bütündür,yalnızca bedensel,bilişsel yeterlikle yetinilemez(Yörükoğlu, 1978:56;Kâğıtçıbaşı vd. 1993:11)Okulöncesinde çocuğun eğitimi öylesine önemli ki,bu eğitimin niteliği,bir bakıma,çocuğun okul başarısının,okula uyumunun sınırlarını belirler. Altı yaşına kadar öğrenilenlerin,yaşam boyu öğrenilenlerin büyük bir bölümünü oluşturduğu da unutulmamalı.Demek ki,çocuğu okula hazırlamak,ailede çocuk eğitiminin ayrılmaz bir parçasıdır.

         Meral Alpay’ı dinleyelim:”Çocuğun yetiştirilmesi,beden –ruh ve kafa olarak ilkokula hazırlanması,incelik isteyen,sabır ve bilgi isteyen önemli bir iştir.Doğduğu andan başlayarak duyduğu ninniler,konuşmalar,sesler(ötüş,havlama,miyavlama vb.),kendisine okunan ve anlatılan masallar,sorulan bilmeceler,ezberletilen şiirler,tekerlemeler,söyletilen şarkılar, hep dil ve düşünce gelişmesini biçimlendiren uyaranlardır.”(Akt.Özen,2001:132)Böylesine önemli okulöncesi eğitimi,kişiliğinin temellerinin atıldığı,zekânın hızla geliştiği bir dönem bu. Onun için çocuğun beş duyu organı uyaranlarla beslenmelidir hep,deyim yerindeyse ‘bombardıman’a tutulmalıdır.

        Dille düşünce arasında sıkı bir bağ var.Öyle ki düşünce dili,dil düşünceyi geliştirir.Ailenin dilinin gelişmişlik düzeyi,çocuğun bilişsel gelişmesini ,dolayısıyla okul başarısını etkiler(Fidan,1982:123)Sözcük dağarcığının zenginleşmesi için ana-baba çocukla konuşmalıdır,bol bol,düzgün tümcelerle.Böylece çocuğun dil gelişimi hızlanır.(Dökmen,1994:95-96)Ama çocuk yalnızca dinleyici olmamalı, o da konuşmalıdır.Doğrusu çocukla söyleşmektir,tatlı tatlı,sevgi diliyle.Bu da yetmez,daha bebekken kitapla tanıştırılmalı çocuk.Oyuncaklarını sever gibi sevmeli kitabı da.İlkin okuma eğitimi,ilkokuma-yazma öğretimi daha sonra.

       Çocuk doğuştan meraklıdır,bu merak köreltilmemeli,tersine kamçılanmalı,kışkırtılmalıdır.Merakının gereği olarak da çok soru sorar,bitmez tükenmez bir öğrenme isteği vardır.Unutulmasın,meraklı,ilgili,öğrenme isteği olan çocuk okul ortamına kolayca uyum sağlar.Ama Çocuk yürümeye başladığında “otur”,konuşmaya başladığında “sus”,soru sormaya başladığında da “Öf,yeter.Çok bilme!” denir de çocuğun ilgisi,merakı,isteği  böyle böyle yok edilirse,bu çocuk okulda da öğrenmek istemez.



       Demokrasi,demokratik ortamda soluna soluna,yaşanıla yaşanıla öğrenilir.Onun için ana-babanın demokratik tutum takınması,ailede demokrasinin tıkır tıkır işlemesi gerekir.Ama, Emre Kongar’ın(2000:156) dediği gibi ,babalar bilmeli ki,ailede demokrasi babadan başlar.Ailede çocuğa söz hakkı tanınmalı.Çocuğun davranışlarına sınır konabilir,sonsuz özgürlük yok çünkü,ama duygularına asla.Bunun da birincil koşulu,sağlıklı,etkili iletişimdir.İletişim kurma gücü,okul başarısında etkili olan ‘bilişsel giriş davranışları’ndan birisidir.

          Demokrat ailenin çocuğu araştırmaya;kendisini bedensel,toplumsal,duygusal ,bilişsel yönden geliştiren oyunları oynamaya yatkındır.Kendini güvende duyumsadığı için aşırı kaygılara kapılmaz.Neşeli ve şakacadır.Demokratik tutumla yetiştirilen çocuklarda sigara , içki içme ,uyuşturucu kullanma alışkanlığına çok daha az rastlanır.(The Guardian’dan çev.Rita Urgan Cumhuriyet Pazar dergisi 24.04.2005 Sayı:996)

          Dahası,“Demokratik ailelerin çocukları okula gitme yaşına geldikleri zaman,sosyal gelişmeleri dikkate değer bir biçimde tamamlanmış olur;liderdirler ve arkadaşları tarafından sevilirler;geçimli ve arkadaş canlısıdırlar; sakindirler; ana-babalarına yakındırlar ve öğretmenleriyle kolayca uyum sağlarlar.”(Baldwin vd. 1945 Akt.Gordon 2000: 238)

           Çocuğa okulöncesinde sağlıklı bir okul kavramının kazandırılması gerekir.Bunun en güzel,kestirme yolu çocuğun okulöncesinde kurumsal eğitim almasıdır.Ama ülkemizde okulöncesi okullaşma, ne yazık ki,en iyimser bir  oranla % 21 Geriye kalan evde,ana-babasının dizinin dibinde,sokakta.MEB, okulöncesi eğitimin zorunlu olmasına ilişkin ilk adımı bu yıl atacak,umarız bu sözde kalmaz,gerçekleşir.

           Çocuğa okulla ilgili bilgi verilirken en iyisi gerçekçi olmaktır.Orda karşılaşabileceklerinden söz edilmeli,ilk günlerde kendisini ,yalnız,mutsuz duyumsayabileceği,ama kısa sürede okula alışacağı söylenmeli.(Salk 1982:185) Bunları söylemek,okulun ne kadar eğlenceli,hoş bir yer olduğunu söylemekten çok daha iyidir.Değilse,”hani okulu sevecektim” sözüyle karşılaşabilirsiniz. Bir takvim üzerinde tatil günleri de gösterilebilir,bu rahatlatır çocuğu.

          MEB, birkaç yıldır bir uygulama başlattı,1.sınıfa başlayacak çocukları,öğretim yılı başlamadan bir hafta önce alıyorlar okula,iyi ediyorlar.Doğruya doğru,nasıl olduysa bir doğru yaptılar,onu da görmezlikten gelmeyelim.

          Çocuklara ailede,yakın çevrede verilen çarpık öğretmen,okul kavramının önüne geçilebildi mi,bilemiyorum.Bildiğim, şu sözlerin ve benzerlerinin  okulöncesi dönemde çocuklara sık sık söylendiği:”Şimdi yap bakalım yaramazlığını,okula başlayınca görürsün sen!”

         Bir köyde öğretmenken yolum bir evin önünden geçiyordu,dört-beş yaşlarında çocuğu olan kadın ikide bir çocuğuna beni gösterir,

         “Bak bu öğretmen,söylerim ona,seni döver” der,bununla da yetinmez,bana seslenirdi,”Bu çocuk çok yaramaz,söz dinlemiyor,döv onu!”Bekli de bu çocuk bir yıl sonra benim öğrencim olacak,bakar mısınız,nasıl bir izlenim alıyor benimle,okulla ilgili

          Bir kez de belediye otobüsündeyken,ön koltukta torunuyla oturan biri,”Uslu dur,bak arkada öğretmen var,söylerim,döver seni”dedi.Hâlâ şaşarım,benim öğretmen olduğumu nasıl anladı? 

          Bir bayan öğretmen anlatmıştı,şöyle:

          “Bir köy okulunda öğretmendim,o yıl 1.sınıfı okutacaktım,kayıtları da ben yapıyordum.Bir anne elinden tuttuğu çocuğuna beni göstererek,

-          Bak bu öğretmen…Seni okutacak,dedi.

          Bu söz üzerine çocuk beni yukarıdan aşağıya,aşağıdan yukarıya şöyle bir süzdü,ondaki öğretmen kavramı nasıl olmalı ki,şunu dedi,

-          Öğretmen değil o be,insan o!”







KAYNAKÇA



Dökmen,Üstün (1994Okuma Becerisi,İlgisi ve Alışkanlığı Üzerine Psiko-Sosyal Bir

     Araştırma,İstanbul,MEB yayını                                                                                                                                                                   

Fidan,Nurettin (1982)Öğrenme ve Öğretme,Ankara:Kendi yayını

Gordon,Thomas(2000) Çocukta Dış Disiplin mi? İç Disiplin mi? (Çev.Emel Aksay)2.baskı         

     İstanbul:Sistem Yayıncılık

Kâğıtçıbaşı,Çiğdem ve diğerleri(1993)Başarı Ailede Başlar İstanbul:YA-PA Yayını

Kongar,Emre(2000)Kızlarıma Mektuplar,İstanbul:Remzi Kitabevi

Özen,Ferhat (2001) Türkiye’ de Okuma Alışkanlığı Ankara:Kültür Bakanlığı Yayınları,2705

Salk,lee (1982) Çocuğun Duygusal Sorunları (Çev.Erzen Onur) 2.baskı İstanbul: Remzi Kitabevi

Yörükoğlu,Atalay (1978) Çocuk Ruh Sağlığı Ankara:Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları





(*) Bu yazı ÇAĞDAŞ EĞİTİM KOOPERATİFİ’NİN ÇAĞDAŞ BAKIŞ dergisinin 3. sayısında(Eylül-2009) yayımlanmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder